Araba günümüz dünyası için vazgeçilmez bir parça olmakla beraber, özelikle At-Avrat-Silah üçlmesin deki atın yerini tutarak, Türk toplumunun gözünde bir statü göstergesi olmasından dolayı çok önemli bir yer tutmaktadır. Özelikle arabanın icadının, at popülasyonu açısından da çok sağlıklı olduğunu kabul etmek lazım. Düşünsenize şimdiki arabanın yerinde atlar olsaydı, bu topluma at yetiştirebilir miydik? Yani günümüz şartlarında herkesin bir arabası hatta bazılarımızın birden fazla arabası var. Evinizin önünde park edilmiş bir şekilde duran 100 den fazla at düşünün garip geliyor değil mi? Ama eğer 1985 yılında Karl Benz ilk modern çalışan arabayı yapmasaydı bu manzara çoğumuza normal gelecekti. Ama bu başarı sadece Karl Benz‘e ait değil tabii ki.
Araba adına atılan ilk adım 1672 yılında Çin’de Ferdinand Verbiest’in, Çin İmparatoru için ilk olarak buharla çalışan bir araba tasarlamasıyla atıldı, daha sonra yıllar içerisinde birçok farklı ülkede mühendislerin farklı yıllarda başarısız denemeleri sonucunda, 1985 yılında Karl Benz, ilk modern çalışan arabayı yapmayı başardı. 1903 senesinde ise Henry Ford, dünyaya “araba seri üretimi” kavramını getirdi. Arabanın seri üretimi ile gelişimi de başladı günümüzdeki teknolojik ve konforlu aşamaya gelebilmek için araba sürekli gelişmiştir, halada gelişmeye devam etmektedir. Dünya döndükçe teknoloji gelişecek teknoloji geliştikçe arabada değişecektir.
Aşağıdaki resim Ferdinand Verbiest yapmış olduğu buhar ile çalışan ilk araç deneyimlerinden biriydi.
Ferdinand Verbiest 'in Çin imparatorluğuna hediye etmek için buhar gücü ile çalışan araba icadı ilk motorlu taşıt olarak tarihe geçmesini sağlamıştır.
Bütün bu icatlardan sonra Karl Benz‘in katkılarıyla otomobil insan ve yük taşımacılığında hayatın vazgeçilmez bir unsuru oldu ve II.Dünya savaşından sonra en büyük endüstri kollarından biri olmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder